İl divan toplantısının açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Celâl KORKMAZ konuşmasında şu ifadelere yer verdi. "Son günlerde yaşadığımız gelişmeler insanlık açısından endişe verici olduğu kadar ümmet içinde endişe vericidir. Hepimizin gözleri önünde Amerika Birleşik Devletleri ve onun kumandası altındaki kuruluşlar 5 D8 ülkesinin İran ile ticari ilişkilerine sınırlama getirdi.
Bir yandan dün vizeleri kaldırmak ve ortak bakanlar kurulu toplantısı yapmak sureti ile bir olduğumuzu, bizlerin ayrı olarak düşünülemeyeceğimizi ilan ettiğimiz Suriye'ye yapılacak müdahalenin ana yüklenicisi haline getiriliyoruz. Ve bunu bir insani sorumluluk olarak addediyoruz. Oysa biz aramızda ihtilaf çıktığında haksızlık edeni uyarmak, eğer haksızlığa devam ederse haksızlık eden ile mazlum ile birlikte mücedele etmekle emrolunmuş bir ümmetiz. Bir zalimin zulmüne engel olunmak istenirken en büyük zalimlerin taşeronluğunun yapıldığının gün gibi aşikâr olduğu ortadadır. Medyada yer alan bu tür haberler büyük oyunun küçük fragmanlarıdır.
Bir yandan islâm coğrafyası ve müslümanlar böylesine tehlikeli oyunlarla kardeşi kardeşe düşürecek oyunlar tezgahlanırken, bir yandan ülkemizde gayrimüslimlere değiştirilen vakıflar yasasının sunduğu kazanımlar ile bir bir tapuları verilmektedir.
Tüm bu gizli hedeflerin ve işlerin farkında olan Milli Görüşçülere düşen siyasetle ilgisi olan-olmayan, toplumun her kesiminden kişilere ve kurumlara uygun platformlarda, selamdan hemen sonra konunun önemine binaen İSLAM BİRLİĞİ'nin neden mutlaka kurulması gerektiğini anlatmalıyız. Şunu unutmayınız ki; Dünyada adalet ancak İslam Birliği'nin kurulması ve adaletten yana, Hakk'tan yana görevini kusursuz bir biçimde yerine getirmesi ile mümkün olur." dedi.
İl Başkanı Celâl KORKMAZ'ın ardından söz alan Saadet Partisi Genel İdare Kurlu üyesi Mustafa BALTA; yapılan toplantıların Hakk'ı hakim kılmak ve idame etmek maksadı ile yapılması sebebi ile katılımcılar tarafından dikkatle takip edilmesi gerektiğinin altını çizdiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi.
100 yıl önceki ülke ve insanlar ile şimdiki ülkemiz ve insanlarımız arasında çok fark
"Bizler bu görevlere layık ve ehliyetli kişiler olmasak dahi bu toplantılar her hafta 81 il ve 923 ilçe merkezinde aksatmadan bir ibadet şuuru ve dikkati ile icra edilmektedir. Çünkü gaye ulvîdir.
Şimdi tüm insanlara tek tek sorsanız dünya adalet ve refah içinde insanların yaşayabildiği bir yer mi diye, ne yazık ki cevabın memnun edici olacağını düşünmek mümkün değildir. Dünyamız şu anda zulüm ve çifte standartın hakim olduğu, gücün hak sebebi sayıldığı, bu nedenle insalığın mutlak çoğunluğunun ezildiği bir gezegendir. Ülkemiz insanına da bir bakış attığımızda 100 yıl önceki ülke ve insanlar ile şimdiki ülkemiz ve insanlarımız arasında çok fark vardır. Dedelerimiz ve bizim, onlarla daima övünmemize rağmen pek de benzer yanlarımız kalmamıştır. Dedelerimiz zekat verecek kimse kalmadığında zekat verecek insanlar arardı. Çünkü abdestsiz namaz kılınamadığı gibi zekatsız malda kullanılamaz.İhtiyacı olanların alması için umumi bir noktada duvara asılandan yiyecek ekmeği kalmayanın sadece o günlük ekmek parasını alırken, bizler bugün bankadan maaşını alan amcayı canı pahasına soymak için çabalayan, üç kuruş para için öz anne-babasını parçalayan evlatların yaşadığı bir ülkede yaşıyoruz. Asıl ve Hakk olan ölçüden uzak tüm ölçülerin; dengesizliklerin, zulmün ve acıların sebebi olduğunu unutmayınız. Bu nedenle her birimiz bilsekte bilmesekte, en önemli görevimiz Hakk'ın hakimiyeti için gece-gündüz tüm gücümüzle çalışmaktır. Muhakkak ki zafer inananlarındır ve zafer yakındır."Konuşmaların ardından gerçekleştirilen il divan ve birim başkaları toplantılarında, şubat ayında yapılan teşkilat ve birim çalışmalarının değerlendirilmesinin yanında, yaklaşan yerel seçimler nedeni ile halkımızın hakettiği hizmeti alabilmesi, halka ait olanın haksızlık ve zulüm ile çalınmasına engele olmak üzere kullanılacak yöntemler ve çalışmalar ele alındı.