Denizcilik sektöründe 2008 yılından bu yana devam eden
kriz sürecinde “özellikli gemi inşaatı” projelere yönelen tersanelerden birisi
de Özata Tersanesi oldu.
Yalova’daki 50 dönümlük arazide halen yüzde 30
kapasiteyle çalışan Özata Tersanesi, geçen yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
“karbon kompozit” teknolojisiyle yapılacak olan 15 adet yolcu gemisi yapım
ihalesini üstlenmenin yanı sıra yurtiçi ve yurtdışında yapımını üstlendiği yeni
projelerle yoluna devam ediyor.
Kriz sürecinde iki tane yerli yolcu gemisinin yapım
işini aldıklarını belirten Özata Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir
Ataseven, “Krizin olduğu dönemde iş almadık diyemeyiz. Bu sürecin başlangıcında
imzalamış olduğumuz projelerimiz sayesinde kriz dönemini biraz daha şanslı
geçirdik. Bu dönemde, biri çelik konstrüksiyon, diğeri anahtar teslim olmak
üzere iki adet de kimyasal tanker inşaatına devam ettik. Hazar denizinde
kullanılmak üzere dört adet duba inşaatını da bu dönemde tamamladık. Bu projeler
bizi krizin ilk aşamasında, yani bir-iki yıl idare etti. Bu arada yurt dışından
da projeler aldık. Mesela, Ukrayna’dan büyük bir iş aldık. Bir yolcu gemisi inşa
işi de Azerbaycan’dan aldık Baktığımız zaman iyi de işler aldığımızı görüyoruz.
Tabii bu dönemde çok büyük sıkıntılar da yaşadık. Birkaç gemi yapmak krizi
çözmez” dedi.
TERSANELER “ÖZELLİKLİ GEMİ” İNŞATINA
YÖNELMELİ
Sadece tanker, kuru yük gemisi veya konteyner yapımı ile
tersaneciliğin ileri gidemeyeceğini ifade eden Ataseven, Türk tersanelerinin bu
projelerin yanı sıra spesifik gemi yapımı ve özel projelere yönelmesi
gerektiğini vurguladı. Bu konuda “Karbon Kompozit Teknolojisi”ni örnek gösteren
Ataseven, “Yakın tarihte Özata Tersanesi olarak hedeflediğimiz ‘özellikli gemi’
inşaatları gerçekleştirme planımızın büyük bir adımı sayılabilecek İzmir
Büyükşehir Belediyesi için inşa edilecek 15 adet karbon gövdeli katamaran tip
deniz otobüsleri projesi başladı. Gemiler karbon kompozit olarak inşa edilecek.
Bunların 13 tanesi liman içi seferlerinde kullanılacak gemiler, 2 tanesi de
liman dışı seyirlerde kullanılacak” diye konuştu.
Özdemir Ataseven, daha çok havacılık ve uzay teknolojisi
ile nükleer santrallerde kullanılan karbon kompozit teknolojisini geleceğin
teknolojisi olarak nitelendiriyor. Bu teknolojinin en önemli özelliğinin çok
hafif olması olduğunu söyleyen Ataseven, “Biz, halen inşaatına devam etmekte
olduğumuz yolcu gemileri ile aynı özelliklere sahip yolcu gemilerini,
alışılagelmiş malzemeler olan çelik ve alüminyum malzemelerden de inşa ediyoruz
ama bu gemilerin ağırlıkları 450 ton. Karbon kompozit teknolojisiyle inşa
ettiğimiz gemilerin ağırlığı ise 130 ton. Doğal olarak, ağırlığın azalması yakıt
tüketimini büyük oranda düşürüyor. Bu da uzun dönemde işletmeci için çok büyük
bir avantaj yaratıyor. Yakıt tüketimindeki bu büyük azalma sebebiyle karbon
kompozit teknolojisiyle inşa edilen gemiler kısa sürede kendini amorti ediyor.
Tamir ve bakımı da çok kolay. En önemlisi ise çevreci gemi olmaları. Bu
malzemenin deniz suyuna aşinalığı var. Deniz suyunu sac gibi içine alıp
eritmiyor. Yani deniz suyu ile pozitif bir ilişkisi var ve ömür sınırı yok. Adı
üstünde greenship gemiler” şeklinde bilgi verdi.
KARBON KOMPOZİT GEMİLER YAKIT TASARRUFU
SAĞLAYACAK
Şu anda sektörde bu teknolojide Norveç’in ağırlığı
olduğunu belirten Ataseven, Özata Tersanesi’nde karbon kompozit yolcu gemisi
projesi ve feribotların ilk sırada yer aldığını kaydetti. Ataseven, önümüzdeki
dönemde araba ve yolcu taşımacılığını daha da geliştirmeyi hedeflediklerini dile
getirerek, “Karbon kompozit teknolojisi yolcu gemilerinde ve yolcu
taşımacılığında yakıt tüketimi açısından işletmeciye kar sağlıyor. Aynı zamanda
tamir ve bakım açısından da çok avantajlı. Hemen müdahale etme imkanı var. Bu
teknoloji, benim şu anda üzerinde durduğum ve geleceğin projesi diye baktığım
bir proje. Bu teknolojiyi gemi inşaatında dünyada kullanan sadece birkaç firma
var. Bu firmalar da artık marka haline gelmiş tersaneler. İzmir ihalesi öncesi
çok büyük bir Norveç firması bizimle görüştü. Toplantılar yapıldı. İhaleye
gireceğimiz gün ‘Bu çalışmayı ortak yürütelim ama bizim adımız olsun’
dediklerinde ben de onlarla birlikte ihaleye girmekten vazgeçtim” diye konuştu.
Bütün sektörün karbon kompozit teknolojisiyle yapılacak
olan yolcu gemisi projelerini desteklediğini ve takip ettiğini belirten
Ataseven, Özata Tersanesi olarak projenin yüzde 70’ler düzeyinde yerli olmasına
gayret ettiklerini ifade etti.
TERSANELERİN GENEL GÖRÜNÜMÜ KÖTÜ
Türkiye’deki tersanelerin durumunu da değerlendiren
Özdemir Ataseven, genel olarak görünümün kötü olduğunu söyledi. Ataseven,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Yalova’daki tersanelerde de durum hemen hemen aynı.
Tek fark; tamir ve bakım işlerinin devam ediyor olması. Yalova’da askeri gemi
yapan tersanelerin durumu bir nebze iyi sayılır. Tamir ve bakım işleri bu
tersaneleri ayakta tutuyor. Biraz daha güçlü olan tersaneler ise kendileri gemi
yapıp satabilecek durumdalar. Yani, arkasında banka desteği olan birkaç tersane
çalışıyor diyebiliriz.”
Ataseven, Avrupa
Birliği’ne girme sürecinde tersanelere doğrudan destek verilemediğini ancak
askeri gemi yapımında destekler verildiğine dikkati çekerek, “Ancak şu anda
askeri gemi yapan tersane sayısı sadece
beş. Bunu genele yayamıyoruz. Bence, Savunma sanayi, genel olarak istediği
kriterleri belirlemeli, bu şartlara uygun olan ve talep edilen kalitede üretim
yapabileceğini kanıtlayabilen her tersanenin bu tür projelere teklif verme şansı
olması gerekiyor. Ki, Milli Savunma Bakanımız Sayın İsmet Yılmaz’ın da bu konuda
olumlu yönde çalışmalar yaptığını düşünüyorum. Bizler biliyoruz ki, Sayın İsmet Yılmaz, denizcilik müsteşarı olduğu ve
aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin de yeni iktidar olduğu dönemde,
bütün zorluklara rağmen denizcilikte büyük projeleri hayata geçirmiş, Türk
Denizciliğinin önünü açacak mevzuatlara imza atmıştır. Bu yüzden, tüm
tersanelere fırsat eşitliği sağlayacak düzenlemeleri de tamamlayacağına
inanıyoruz” dedi.
Hükümetin, denizcilikle ilgili kurumların ihaleye
çıkarak ihtiyaçlarını karşılamaları konusunda tüm desteği verdiğini dile getiren
Özdemir Ataseven, bu gelişmelerin denizcilik sektörünün durgun havasına bir
esinti sağladığını söyledi. Ataseven, kurumların, gelecek dönemlerdeki
ihtiyaçlarını da planlayarak, hükümetin bu desteğini gemi inşa sektörünü
hareketlendirecek projelere başlamak için kullanmasının sektörün pozitife dönen
ivmesini artıracağını sözlerine ekledi.
www.denizhaber.com.tr