Psikiyatri Uzmanı Dr.Ebru Öztepe Yavaşçı, psikolojinin kötü bir şekilde
etkilenmemesi için ev içi aktiviteleri mutlaka arttırmak gerektiğini söyledi.
Türkiye'ye gelir mi gelmez mi derken, korona gerçeği herkesin hayatının
içinde yer aldığını belirten Medicana Bursa Hastanesi Ebru Öztepe Yavaşçı,
"Bu duruma ruhsal olarak hazırlıksız yakalandık. Her şey bir anda değişti.
Okullar kapandı, çalışma saatleri değişenler ya da evden çalışma şekline
geçenler oldu. Bunun dışında mağazalar, tiyatro sahneleri ve sinema salonları
kapandı. Dışarıda ya da evde dost sohbetlerine ara verildi. Bir yandan
bilinmeyen bir virüs gerçeği ve onunla ilgili korkularımız. Bir yandan gelecek
kaygısı, sağlığımızla ilgili endişeler, sevdiklerimizi koruma isteğimiz, onları
kaybetme korkusu ve çaresizlik. Evde kalma süresi arttıkça olabilecek
sonuçlardan biri de karamsarlığımızdaki artıştır. Karamsarlık ise bizleri daha
depresif hissettirmeye başlayacaktır. Depresif ruh halinde, zihnimizin olumsuz
sesini daha çok duymaya başlarız. Beynimizin içinde bir büyüteç varmış gibi
söylenenleri, davranışları, olayları aklınıza gelen her türlü durumu farklı
yorumlarsınız. Bir yerden sonra da kara bulut gibi bir umutsuzluk hissi
oluşuverir" dedi.
Yorulduğumuzda bize iyi gelecek olan şeyin dinlenmek olduğunu belirten
Yavaşçı, "Fakat depresyondayken dinlenmek daha yorucudur. Depresyonda
dinlenirsek zihnimizin sesini daha fazla duyarız ve bu durum bizi daha da fazla
yorar. O yüzden isteğiniz olmasa da sürekli etkinlik içinde olun. Evde kapalı
kaldığımız ve ne zaman biteceğini bilmediğimiz yeni bir deneyim yaşıyoruz. Bu
sürecin olumsuz etkilerine maruz kalmamak için ev içi aktivitelerinizi mutlaka
arttırın. Mesela yeni hobiler oluşturun. Evde pilates, egzersiz ya da benzeri
şeyler yapın. Tüm aile bireyleriyle birlikte sizleri rahatlatan programları
izleyin. Çocuklarla resim yapabilir, birlikte yemek ya da yap-boz gibi farklı
aktiviteler içinde de bulunulabilirsiniz. Bunlar ruh sağlığınıza iyi
gelecektir" diye konuştu.
İçine girilen yeni hayat biçimine adaptasyon sürecinde dünyanın güvenli bir
yer olduğu inancının kaybedilmemesi gerektiğini belirten Yavaşçı, "Hayatta
tabi ki olumsuz deneyimler yaşıyoruz. Ama birçok olumlu deneyimimiz de var.
Daha önce domuz gribi, kuş gribi gibi başka salgınlar da oldu. O zaman bunların
da aşısı ya da ilk etapta tedavileri yoktu. O zaman da çok korktuk ama normal
hayata geri döndük. Dolayısıyla buradan da normal hayata geri döneceğiz. Bir de
toplumda iki tür savunma oluştuğunu görüyoruz. Evet, bu gerçek bir tehdit ama
iki uç kitle oluştu. Biri aşırı panik olanlar, diğeri bana bir şey olmaz deyip
inkar edenler. Her ikisi de önlem alınmasını ve kişinin kendisi ile ailesini
koruma becerisini engellemesine sebep olur. O sebeple sakinliği korumak çok
önemli. Bu dönemde evde kalmak bizi biraz sıksa da eğer haberlerle ilişkimizi
doğru tutar, mesafeyi korursak ve önlemi elden bırakmazsak ilerleyen dönemlerde
insanoğlu mutlaka doğru bir sonuca ulaşacaktır" şeklinde uyardı.